Bugünlerde sıkça krizden bahsedildiğini duyuyor, 1930’lardaki Büyük Buhran’la ve hatta faşizm deneyimleriyle karşılaştırmalar yapıldığını görüyoruz. Ama halipürmelalimizi o dönemden ayıran hayati bir fark var: Bugün devletin sorunları çözme ve ileriye doğru yeni bir yol çizme kapasitesine artık itimat etmiyoruz. Giderek küreselleşen dünyamızda, devletler olayların gidişatını şekillendirme güçlerini epey yitirdiler. Sıkıntılarımızın çoğu küresel düzeyden kaynaklanıyor, ama tek tek ulus-devletlerin elindeki güç, mevcut dertlerle başa çıkmak açısından düpedüz yetersiz kalıyor. İktidar ile siyaset arasındaki bu ayrılık eşi benzeri görülmedik bir felce sebep oluyor. Krizin üstesinden gelmek için gereken siyasi kapasitenin altını oyuyor ve yurttaşların, hükümetlerin kendi vaatlerini yerine getirebileceklerine olan inancını baltalıyor. Hükümetlerin aczi, yurttaşların artan sinizmi ve şüpheciliğiyle el ele gidiyor. İşte bu yüzden mevcut kriz hem bir faillik, hem bir temsili demokrasi, hem de devletin egemenliğinin krizidir. Kriz Hâli ve Devlet’te, dünyaca ünlü sosyolog Zygmunt Bauman ve meslektaşı Carlo Bordoni, içinde bulunduğumuz krizin toplumsal ve siyasal boyutlarını irdeliyorlar. Her ne kadar bu dönem 2008’deki finansal kriz neticesinde daha da kötüleşmiş olsa da, Bauman ve Bordoni, Batılı toplumların karşısındaki krizin, kökü eskilere dayanan ve uzun vadeli etkilere sebep olan çok daha derin dönüşümlerden kaynaklandığını öne sürüyor. İki seçkin sosyoloğun birbirlerinin düşüncelerini açarak kaleme aldıkları bu kitap, sosyal bilimlerin her dalından okurun yanı sıra, kriz meselesine geniş ölçekten bakmaya hevesli tüm okurların ilgisine mazhar olmaya aday.